- 6 Mayıs 2021
- 1354
Okula başlangıç, çocukların eğitim hayatında attıkları ilk ve en önemli adımlardan biridir. Bu başlangıç pek çok duygu ve düşünceyi beraberinde getirebilmektedir. Okula uyum kavramı, öğretim ortamındaki birçok özellik ile öğrenci arasında en üst düzeyde uyumun sağlanması olarak tanımlanmakta olup okul başarısı, sosyal etki ve sosyal davranışlarla alakalı çok yönlü bir kavram olarak ifade edilmektedir (Arabacıoğlu & Kahraman, 2020). Küçük yaşlarda başlayan uzun serüven, her çocukta farklı şekilde ilerlemektedir. Okula uyum süreci bazı çocuklarda sağlıklı bir şekilde atlatılırken, bazı çocuklar ise uyum sağlamada aksaklıklar yaşayabilmektedir. Normal şartlarda okula başlangıç ve alışma süreci 1 ayda tamamlanması beklenir fakat süreç sonunda çocuk hala okula uyum sağlamada zorluk, okula karşı isteksizlik, korku veya kaygı yaşıyorsa bu durumun değerlendirilmesi gerekir. Çocukların okula gitmemek istemesini etkileyen birçok faktör olabilir; bunlar bireyi doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen etmenlerdir. Öncelikle isteksizliğe neden olan sebep/sebepler araştırılmalıdır. Çocuk psikolojik ve fiziksel olarak okula uygun mu? Akranlarıyla iletişimi nasıl? Çocuğun okula gidebilmesi için gerekli fiziksel, ekonomik koşullar uygun mu? Okula gitmediği zamanlarda evde geçirdiği zamanın niteliği nasıl? Ebeveynlerin çocuğa olan davranış ve tutumu nasıl? Çocuğun ayrılık kaygısı mı var? vb. gibi birçok neden çocuğun okula gitmek istememesine sebep olabilir. İsteksizliğe neden olan etmenler bulunduktan sonra anne ve babalar öğretmenlerle iş birliği içerisinde hareket etmelidir. Her çocuk gelişimsel yönden farklıdır. Çocukların sahip oldukları psikolojik ve fiziksel özellikler yaş dönemlerine göre değişmekte aynı zamanda gelişmektedir. Birey okula başlamak için gerekli olan yeterli fiziksel ve psikolojik olgunluğa erişmelidir. Gelişimsel, bilişsel veya psikolojik problemlerin varlığı çocuğun okula gitme isteğini ve okula olan uyumunu olumsuz etkiler. Kişilerarası sağlıklı iletişimin temelleri küçük yaşta ailede başlamaktadır. Çocuklar yetişkinlere göre akranlarıyla daha kolay iletişim kurabilmektedir. Çocuk arkadaş edinme, etkili iletişim kurma, sosyal çevrede uyum sağlama gibi sosyal becerilerde sorun yaşıyorsa; akranları tarafından dışlanıyor, arkadaşlarından kaçınıyorsa okula gitmek istemeyebilir. Bunların yanı sıra, çocuğun okula gidebilmesi için fiziksel ve ekonomik koşulları uygunluğu da önemlidir. Çocuğun okula ne şekilde gittiği (servisle, yürüyerek, otobüs veya aile tarafından bırakılma) ve bu konuda yaşadığı herhangi bir zorluk yaşayıp yaşamadığı okula gitme isteğini etkilemektedir. Çocuğun okula gitmediği zamanlarda evde geçirdiği vakti nasıl değerlendirdiği de okula olan ilgisini etkilemektedir. Çocuk okula gitmeyip evde kaldığında teknolojik aletlerle oynuyorsa, yapmaktan zevk aldığı etkinliklerle veya oyun ile zaman geçiriyorsa da okula gitmek yerine evde kalmak daha cazip gelebilir. Çocuğun okula gitmek istememesini dolaylı yoldan etkileyen en büyük faktör anne-babadır. Ebeveynler, yaşamın her alanında çocuklarının üzerinde önemli etkiye sahiptir. Çocuğun okula başlama ve uyum sürecinde ailelerin, okulun çocuğa kazandırması gerektiği sosyal, fiziksel ve duygusal temel yaşam becerileri yanında; akademik yönden çocuktan ve okuldan beklentileri, kendi geçmiş deneyimleri, çocukla olan iletişimi, çocuklarına olan tutumları; çocukların okula olan ilgi ve bakış açısını olumlu/olumsuz yönde etkilemektedir. Anne babanın çocuğunun eğitim hayatının en başında gösterdiği esnek ya da katı tutum; çocuğun okula gitmek istememesine neden olabilmektedir. Bu durumda okula gitmenin çocuk için gerekli ve zorunlu olduğu ebeveynler tarafından çocuğa anlatılmalıdır. Bunlara ek olarak, çocuğun ebeveynden özellikle anneden ayrılma korkusu da sıklıkla karşılaşılan sebeplerden biridir. Çocuk okula giderken anneden ayrıldığında, “annemi bir daha göremeyeceğim”, “yalnız kalacağım”, “kaybolacağım, kaçıralacağım” gibi düşüncelere kapılıp bu yüzden okula gitmek istemeyebilir. Çocukta ayrılık kaygısı olup olmadığı uzman tarafından değerlendirilmeli, eğer varsa ve bu sebeple okula gitmek istemiyorsa profesyonel destek alınmalıdır. Peki çocukların okuldan soğumadan, okula severek ve keyif alarak gitmesi mümkün olabilir mi? İşte bunun için ebeveynlere yol gösterebileceğim bazı önerilerim var;
- Çocuğunuzun neden okula gitmek istemediğini, endişelerini ve duygularını ifade etmesine izin vermeli, onu anlamaya çalışmalısınız. Çocuklarınızın yaşadığı deneyimleri anlatmaları için ortam yaratarak neler hissettiğini korkularını, endişelerini dile getirmelerine yardımcı olun. Kaygı, korku gibi kelimeleri kullanmalarından endişe etmeyin. Bunların nedenlerini kırıcı olmadan sorgulamaya çalışın. Hissettiği duygularla ilgili onları yargılamadan rahatlatmaya çalışmak olumlu yönde katkı sağlayacaktır.
- Çocuğun okula daha kolay uyum sağlayabilmesi için ilk gün yanında olmalısınız. Yetişkinlerde olduğu gibi çocukların da yeni bir duruma uyum sağlamakta zorluk yaşaması son derece normaldir. İlk gün okula beraber gitmek, arkadaşlarıyla tanışmak, öğretmenleriyle sohbet etmek çocuğun uyum sürecine destek olup aynı zamanda kendisini daha rahat hissetmesine yardımcı olur. Çocuğunuz okulun ilk günü camdan baktığında sizi okulda veya bahçede görmek, kendini kötü hissettiğinde yanınızda olmak isteyebilir. Çocuğunuzu okula bırakırken o istediği zaman ona ulaşabileceğini söyleyebilirsiniz. Fakat sizden ayrılmakta zorlandığında çocuğunuza onu bekleyeceğinizi söyleyip giderseniz onu terk ettiğinizi düşünebilir ve size olan güvenini zedeleyebilirsiniz. Aynı zamanda ebeveynlerin okulda geçirdiği zamanın uzaması da çocuğun okula uyum sürecine zarar vermektedir. Bu durumda dengeyi sağlamalısınız.
- Okul alışverişini birlikte yapabilirsiniz. Birlikte yapacağınız okul alışverişi çocukların motivasyonunun artmasında yarar sağlamaktadır. Kendi zevkine göre alınmış okul malzemelerini kullanacak olmak, okula gitme isteğinin artmasına yardımcı olmakta ayrıca, çanta ve kıyafetini çocuğunuzla birlikte hazırlamanız, onun hem motivasyonunun artmasını hem de sorumluluk kazanmasını sağlamaktadır.
- Çocuğunuz okuldan geldiğinde gününün nasıl geçtiğini, okulda neler yaptığını sorarak, okula olan olumsuz düşüncelerini azalabilirsiniz. Çocuklarla gün içinde keyif aldıkları aktiviteler hakkında konuşmak çocukların okuldaki günlük rutinlerini öğrenmek yarar sağlamaktadır. Oyunlarını, yeni arkadaşlarını, derslerdeki eğlenceli aktiviteleri hakkında sohbet edebilirsiniz. “Dersler nasıl geçti” gibi cevabını alamadığınız sorular yerine “bugün hangi etkinlikleri yaptınız, hangi oyunları oynadınız?” gibi anlatmaktan keyif alacağı sorular sorarak okulun eğlenceli yönlerini görmesini sağlayabilirsiniz.
Kaynak: ARABACIOĞLU, B., & AKMAN, P. (2021). OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOCUKLARININ OKULA UYUM DÜZEYLERİ VE EBEVEYN TUTUMLARININ FARKLI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. TÜRKİYE SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ, 25, (175-192).