Antisosyal Kişilik Örüntüsü - Çocukluk Çağı Öğrenmelerinin Etkisi

  • 23 Aralık 2021
  • 1903

Öğrenme iki yönlüdür: çevreden öğreniriz ve çevre eylemlerimiz sayesinde öğrenir ve değiştirir. 

       Albert Bandura

    Yaşam, sürdürülebilirlik açısıdan bir mekanizmadaki dişli çarkların dönüşünü anımsatır. O çarklar döndükçe, dişliler ne çok fazla birbirine değsin istenir ne de çok uzakta olsun... Yaşam' ın çarkları üç temel bileşende hareket etmektedir: biliş, davranış ve çevre. Bu mekanizmanın çekirdeğinde ise birey' in kendisi yer alır. Biliş çarkı hareket ederken, çok yakın mesafesinde davranış ve çevre çarkları da (yine bu çark da kendi içinde küçük çarkları barındırır; aile, okul, iş, özel hayat vb.) işlevini görür. Onların bu kadar sistematik ve bu kadar yakın işlemesi sebebi ile yaşamda kişinin bilişsel süreçleri mi çevreyi etkiler yoksa çevre mi bilişi ve davranışı etkiler gibi kesin ve keskin ifadeler kullanmak mümkün olmamaktadır. Ama bilinen kesin bir şey vardır ki o da; çarkların dönmesi büyük sistemi yani bireyi ayakta ve hayatta tutabilecektir.

      Her bireyi var eden ve ayakta tutan yaşam çarkı mekanizması kendine özgüdür. Kişilik yapısı da öyledir. Bireyin kişilik yapısının diğerlerinden farklı oluşu aslında onun çocukluk çağından itibaren getirdikleri ile şekillenmektedir. En küçük çevre alanı olarak ifade edilebilecek ve büyük çevrenin yani toplumun bir nevi simülasyonu olan aile olgusu bireyin kişiliğinin gelişiminde etkin, birey de aileden aldıkları ve sonrasında geri verdikleri ile toplumu ve düzenini değiştirebilecek kadar etkilidir. Dolayısıyla sağlıklı bir kişilik gelişiminde çocukluk çağı öğrenmeleri dikkate değer olan kritik bir dönemdir.

 

Kişilik Gelişimi – Topluma Uyum Sağlama Süreci

       Yazgan İnanç ve Yerlikaya (2015)' a göre kişiliğin tanımlanışında kesin olmayan, farklı görüşler ifade ediliyor olsa da ortak bir paydada kişilik; bireye has yani biricikliği temsil eden, aynı zamanda tutarlı ve içerisinde pek çok özelliği barındıran bir örüntü şeklindedir. Bireyin kişilik yapısında genel bir tutarlılık aranıyorsa da belli durumlar karşısında farklı davranışlar gösteriyor olmasında çevre ile olan bağlantısına bakılmalıdır. Örneğin: okula yeni başlamış bir çocuk düşünüldüğünde aile içerisinde uyumlu, katılımcı, aktif şeklinde ifade edilebilirken okul ortamında uyumsuz, içine dönük bir yapıya sahip şeklinde ifade edilebilir. Çocukluk çağında bu süreci uyum sağlama süreci olarak ele almak mümkündür ve iyi yönetilmesi gerekmektedir. Kuzgun (1972)' a göre çevre, özellikle erken çocukluk döneminde kişiliğin şekillenmesinde önemli bir etkene sahiptir. Davranışçı yaklaşımı benimsemiş psikologlara göre insan tabiatı, bulunduğu çevreye göre şekil almaktadır. Yine Bayrakcı (2013)' a göre ise sosyal öğrenme kuramının temel ilkelerinden olan karşılıklı belirleyicilik ilkesi öğrenmenin üç temel dinamik içerisinde ve karşılıklı etkileşim içinde gerçekleştiği ifade edilmektedir. Bunlar: kişisel faktörler, davranış ve çevredir. Fakat kurama göre yine de üçü birbirini aynı düzeyde etkileyememektedir yani içinde bulunulan duruma göre değişmektedir. Etki alanına bakıldığında çocukluk dönemi içerisinde aile önemli olan bir çevresel etmen işlevi görmekte ve çocuğun gelişiminde dolayısıyla çocuğun toplumun normlarına, değerlerine uyum sağlama sürecinde de bir o kadar etkili olacaktır. Peki erken çocukluk döneminde bu uyum sağlama süreci sağlıklı yönetilmezse nasıl bir süreç çocuğu ve çevresini beklemektedir?

 

Antisosyal Kişilik  Örüntüsü - Çocukluk Çağı Öğrenmelerinin Etkisi

 ... Toplum içinde ve aile yaşamında çeşitli sorumsuz davranış örnekleri gösterirler. Sürekli ve tutarlı ilişki kuramazlar, kurdukları ilişkilerde ise aldatıcı olurlar. Dürtülerini engelleyemezler. Denetimsiz, atak (impulsive), saldırgan davranış gösterirler ( Öztürk ve Uluşahin, 2015: 429). B kümesi kişilik bozuklukları içerisinde yer alan antisosyal kişilik bozukluğu bu özellikler ile sınıflandırılmıştır. Özellikle empati yoksunluğu (yani başkalarının duyduğu acıyı anlamada yaşanan zorluk gibi) bu kişilik yapısını kontrolsüz bir hale getirmektedir. Toplum ilişkilerinin zayıflığına yapılan atıf aynı zamanda bununla paralellik göstermektedir. Peki bu kişilik örüntüsü nasıl oluşmaktadır? Önleyici faktörler nasıl sağlanabilir? 

 

     Antisosyal kişilik bozukluğunun başlıca özelliği, çocukluk yıllarında ya da ergenlik yılları ile başlayan ve erişkinlik yıllarıyla devam eden diğerlerinin haklarını çiğneme ve umursamama genel örüntüsüdür (APA, 2013 akt. Ayar, 2019: 7). DSM V' e göre tanımlanan, toplumdışı davranış bozukluğunun gelişim seyri çocukluk dönemi gelişimini kapsamaktadır. O halde gözleri başta aile faktörüne çevirmek daha doğru olacaktır. Bandura' ya göre öğrenmenin büyük kısmı gözlem yoluyla gerçekleşmektedir. Bireyin karşısında bir model vardır ve modelin yapıp/yapmadıkları ile kendi davranışlarının şekillenmesinde genel bir kanıya varmaktadır. Çocuğun en önemli rol modeli ise ebeveynleridir. Aşkın (1986)' a göre çocuktaki saldırganlık davranışlarının gelişiminde rol oynayan ebeveyn faktörü karmaşıktır. Bu sebeple anne-babanın nasıl örnek olacağı çok önemlidir. Burada çocuklarında gördükleri saldırganlık davranışlarını cezalandırıyorlar mı yoksa destekliyorlar mı? Bu şekilde, bilerek ya da bilmeyerek aslında çocuğun saldırganlık davranış kalıbını kişiliğine katmasına neden olmaktadırlar.

    Aile yapısı, ebeveyn tutumları topluma uyumlu kişilik yapısının gelişiminde destek güçtür. Ebeveynlerin çocuklarına olan davranış dengesini iyi ayarlayabilmeleri, çocuklarından ''örnek'' davranış görmek istiyorlarsa başta bunu kendilerinin sergiliyor olmaları çok önemlidir çünkü unutulmaması gereken bir nokta vardır ki; çocuklar çok iyi birer gözlemcidirler.

 

Kaynak :

Ayar, E. (2019). Toplumdışı (anti-sosyal) kişilik bozukluğunda sosyal biliş becerileri ile yaşantısal kaçınma ve perspektif alma süreçleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi. (Yayınlanmış yüksek lisans tezi). Hamidiye Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

https://tinyurl.com/3tvc83df

Aşkın, M. (1986). Sosyal öğrenme kuramı açısından olumlu ve olumsuz sosyal davranışlar. Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 1(1), 147-153.

http://acikerisim.uludag.edu.tr/jspui/bitstream/11452/17044/1/1_1_23.pdf

Bayrakcı, M. (2013). Sosyal Öğrenme Kuramı ve Eğitimde Uygulanması. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi , 0 (14), 198-210 .

https://dergipark.org.tr/en/pub/sakaefd/issue/11210/133874

Kuzgun, Y. (1972). Kendini Gerçekleştirme. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi 

Felsefe Bölümü Dergisi, (10), 162-172.

https://tinyurl.com/bd82zy27

Öztürk, M. O. ve Uluşahin, N. A. (2015). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları.13.baskı. Ankara: Nobel Tıp Kitabevleri.

Yazgan İnanç, B. ve Yerlikaya, E. E. (2015). Kişilik Kuramları. 10. baskı. Ankara: Pegem Akademi.

 

 

 

 

                                                                                                                         

 

Önceki Yazı
Çocuklar Neden Kötü Söz...
Sonraki Yazı
Annenin Depresyonu Çocuğu Etkiler...