- 6 Mayıs 2021
- 4113
Anne ve babalar çocuklarının sağlıklı beslenmesinde önemli bir role sahiptir. Beslenme insanların yaşamını devam ettirebilmesi için en temel gereksinimlerden birisidir. Yaşamın her döneminde önemli olan sağlıklı beslenme, çocuklar için anne karnında başlar ve çeşitli organların gelişmeye devam ettiği 20’li yaşlara kadar devam eder (Oğuz.Ş, Derin Ö. D, 2013). Bebek doğduğu andan itibaren yemeğe isteklidir. Fakat zaman içerisinde çeşitli sebeplerden bu durum bozulabilir ve beslenme sorun haline gelebilir. Yaşadığımız toplumda, anne ve babalara özellikle de ebeveynlerin kendi anne- babaları, büyükleri tarafından “Bu çocuğa yemek yedirmiyor musunuz?”, “Aç kalıyor bu çocuk, hasta olacak”, “bu kadar az yerse bu çocuk büyümez”, gibi baskılayıcı yorumlar yapılabilmektedir. Başkalarının söylediği bu kişisel düşüncelere karşı ebeveynler kendilerini suçlu veya başarısız hissedebilmekte, bu nedenle de çocuklarına yemek yedirme konusunda baskılayıcı veya ısrarcı tutum sergileyebilmektedir. Örneğin çocuklarını kaşık ile arkasından kovalamakta ya da onlara zorla yemek yedirmeye çalışmaktadır. Bu çocuğun yemeğe karşı olumsuz bir tavır almasına sebep olur. Bu tavır çocuğun iştahsızlığından çok, istemediği bir şey yaptırılmasından kaynaklanmaktadır. Halbuki kimi çocuk iştahlı kimisi de iştahsız bir bünyeye sahiptir. Peki iştah dediğimiz şey doğuştan gelen bir özellik midir?
İştahsızlık
İlk olarak iştah kavramını tanımlayacak olursak iştah, bir besinin isteyerek ve keyif alarak yenilmesidir. Yemek yeme davranışı tıpkı karakter özellikleri gibi doğuştan gelen bir özelliktir. Yeme işlevi, fiziksel büyüme için gerekli maddelerin sağlanmasının yanında, çocuğun duygusal ve sosyal gelişimiyle de yakından ilgilidir. İştahsızlık ise bu yeme isteğindeki azalmaya verilen addır. Bu duruma özellikle çocukluk döneminde sık rastlanılmaktadır. Tüm yaş gruplarında görülebilen iştahsızlık ya da farklı bir deyişe iştah kapanması, aç olmama durumu olarak tanımlanabilir Yeme isteğinin kaybolması, temel kalori ihtiyacında azalma, besin fobisi ya da yemek seçiciliği olarak da tanımlanabilen bu beslenme davranışı, özellikle bebek ve çocuklarda yaygın olarak görülür. Beslenme davranışında oluşan bozukluğun sebebi psikolojik veya fizyolojik olabilir. Annenin duygusal sorunları bebekte gerginlik ve huzursuzluk yaratabilmekte ve beslenmenin giderek zorlaşmasına neden olabilmektedir. Bunlar daha sonra bebeğin beslenmeye karşı isteksizliğini annenin kendine karşı olumsuz, reddeden bir davranış olarak algılayabilmesine yol açabilir. Çocuğun yemek yemeyi reddetmesi, iştahsızlık yaşaması veya besinleri seçmesi gibi durumlar ebeveynleri oldukça zorlamaktadır. Çocukların besin seçimleri bireysel ve çevresel faktörlere veya bunların birbiri ile etkileşimine bağlı olarak değişmektedir (1,2) Bazı besinlerin lezzetinin tercih edilmesi bazılarının ise reddedilmesi prenatal dönem yani gebe kalınmasından doğumun başlangıcına kadar olan süre ile postnatal dönem dediğimiz doğumdan hemen sonra başlayan ve 6 ay sonrasına kadar devam edebilen dönemde yaşanan deneyimler ile ilişkilendirilmektedir. Yapılan araştırmalara göre, annenin gebelik ve emziklilik süresince tükettiği bazı besinlerin lezzeti amniyotik sıvı veya anne sütüne geçmektedir (3,7). Anne gebelikte çok çeşitli yemek yiyerek o dönemi geçirdiğinde, çocuk henüz baştan o tatlara ve kokulara alışık olarak dünyaya gelmektedir. Sonrasında anne emzirirken de, yediği pek çok şeyin tadı, kokusu, anne sütüne geçmektedir. Yani anne gebeliğinde ve emzirirken ne kadar çok çeşitli yemek tüketirse, bebeğinin tatlarla ve kokularla tanışıklığı o kadar artmaktadır. Anne ve babalar veya birinci dereceden bakım veren diğer kişiler, çocuklarını, iyi ve besleyici olduğuna inandıkları belirli gıdaları yemeye zorladıklarında, çocukların özellikle o gıdalara karşı olan ilgilerinin azaldığı ve çocukların yemesinin aşırı derecede kontrol edilmesinin onların normal kilo alma ve sağlıklı yeme davranışı geliştirmelerinde ters etkisinin olduğu bildirilmektedir (Muarem ve Stein, 2000; Birch ve Fisher, 1998; akt: Erden ve Üstün, 2007).
Yemek Yememe Nedenleri
Beslenme sorunları çocuğun bireysel yapısını ve sağlığını, çocuk ve ailenin duygusal durumunu, aile çocuk ilişkisini ve etkileşimini, ailenin çocuk gelişimi hakkında bilgisini, uygulamalarını ve yiyecek sunabilecek sosyo-ekonomik yapılarını içeren çok boyutlu sorunlardır (Doğan ve Ertem, 2005). Bir çocuğun tüm iştahını kaybedip tamamen yemeyi bırakmasının veya yalnızca çok az ısırık alıp yemeyi bırakmasının birçok nedeni vardır. Çocuğun yaşadığı fizyolojik ve psikolojik sağlık sorunları, ailenin çocuğa uyguladığı yanlış beslenme uygulamaları ve organik etmenler iştahsızlığın sebepleri arasında yer alır. Bazen iştahsızlığın altında yatan tamamen duygusal ret değildir. Fizyolojik rahatsızlıklar iştahsızlık üzerinde en az psikolojik sorunlar kadar etkilidir. Beden yapısıyla ilgili problemler, sindirimle ilgili problemler, ek gıdaya geçildiğinde ortaya çıkan hazımsızlıklar, gazlar, döküntüler, öksürükler, kızarmalar söz konusu olabilir. Demir eksikliği anemisi, bağırsak parazitleri, ateşli enfeksiyon hastalıkları, diş çıkarma gibi durumlar da çocuklarda görülen çocuklarda iştahsızlığın sebepleri arasında yer alabilir.
Ebeveyn Davranışları
Öncelikle çocuğun beslenmesindeki asıl amaç, anne karnında başlayan ve erişkinliğe kadar durmadan ilerleyen etkin bir değişim süreci olan büyüme ve gelişmenin sağlanmasıdır (Kahraman ,D. 2019). Beslenme çocukların büyüme ve gelişmesinde önemli bir role sahip olduğu için anne ve babalar yemek yeme konusunda çocuklarına karşı ısrarcı bir tutum sergilemektedir. Ebeveynler çocuklarının çok yemek yerse sağlıklı olacağını düşünebilir ya da çocukları yemeyi reddettiğinde kendinin başarısız olduğunu hissedebilir fakat her iki düşünce de yanlıştır. Çocuklarına yemek yedirme konusunda güçlük yaşayan ebeveynler endişelenmeye meyilli olurlar. Özellikle sabırsız ve deneyimsiz ebeveynler ile endişeli-korkulu-otoriter ebeveynler durumu daha da zor hale getirebilirler. Bu da çocuklarının davranışlarını kontrol etmeye yol açar. (Anderson ve Lock, 2007). Çocuklar, ebeveynlerin bu zaaflarını hissettiğinde bu yeme davranışını çocuğa bakım veren kişiye karşı olumsuz şekilde kullanmaktadır. Çocukların yeterli ve dengeli beslenebilmesi, kendi kendine beslenmeyi öğrenebilmesi ailenin davranışlarına göre değişir. Aile bireylerinin çocukların beslenmesi için ceza, ödül ve incitici sözler sarf etmesi çocukların beslenmeyi öğrenememesine ve olumsuz davranışlar sergilemesine neden olur (Merdol, 2012).
Organik Sebepler
Yeme sorunlarının nedenleri arasında organik kökenli sorunlara da rastlanmaktadır. Organik kökenli sorunlar nedeni ile ağızdan beslenmeye geç başlama, yutmayı engelleyici ya da olumsuz etkileyici durumlar, nörolojik sorunlar ve gelişimsel gecikmeler ile gastrointestinal (mide-bağırsak) sistem bozuklukları bu sorunlar arasındadır (Erden ve Üstün, 2007).
Peki Anne ve Babalar Ne Yapmalı?
- Öncelikle çocuğa beslenmenin gerçekten önemli olduğunu, eğer yeteri kadar beslenmezse karşılaşabileceği sorunları onun yaşına uygun bir şekilde anlatmaya çalışın. Örneğin bunu kısa hikayeler, masallar anlatarak yapabilirsiniz.
- Çocuğun büyüyüp gelişmesi için gerekli olan tek şeyin yiyecekler olmadığını hatırlayın. Çocuk sevgiyle, şefkatle, ilgiyle de beslenir.
- Çocuğun hangi besini ne kadar yiyeceği konusunda fazla ısrarcı olmak aşırı kilo alımına ya da tam tersi düşük kiloya sebep olabilir bu yüzden çocuğunuza yemek konusunda aşırı baskıcı bir tutum benimsemeyin. Çocuğunuzun kilo konusunu takıntı haline getirmek yerine, çocuğunuz yeterli derecede beslenmesine odaklanın.Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanabilmesi için 4 besin grubu; et, süt, sebze ve meyve, tahıl gruplarından gün içerisinde yeterli miktarda tüketilmesi yeterlidir.
- Her öğünde çocuğun sevdiği en az bir yemeğin olmasına dikkat etmek gerekir. Örneğin her çocuk ıspanağı sevmek zorunda değil. Ama siz ıspanağı böreğin içine, çorbanın içine koyduğunuzda yiyebilir. Ama hiç ıspanak yemeyebilir de; sorun değil! Çünkü başka sonsuz renkli sebze var dünyada. Veya süt içmiyorsa, kalsiyum içeren pek çok başka gıda var. Bunun yanında yiyeceklerin çocuğun ilgisini çekecek şekilde yapılmış olması yeme isteğini arttıracaktır. Çocuğun sevdiği şekilli ve renkli tabaklar, masa örtüleri çocuğun yemek yemeye olan hevesini arttıracaktır.
- Hiçbir şey yemiyor bari bunu seviyor yesin diyerek, besleyici değeri olmayan, ancak çabuk doyuran gıdaları çocuğunuza yedirmeyin.
- Çocuğun ilk olarak aile bireylerini kendine rol model aldığı unutulmamalı ve beslenme konusunda da bu husus akıldan çıkarılmamalıdır. Aile çocuğun yemek alışkanlığı geliştirmesinde en etkili ortamdır. Çocukta ilk öğrenme yakın çevresindeki bireyleri taklit etme biçimindedir. Anne, baba, kardeşler bu yaş grubu çocuklar için en iyi birer modeldir. Yemek yeme adetleri aile sofrasında edinilir. Aynı saatlerde, aynı sofra düzeninde yemek yemeye çalışarak, bunun ailenin günlük akışının bir parçası olduğunu ona göstermeye çalışın.
- Gün için çocuğunuza hazırladığınız yemeği önüne koyduğunuzda, eğer yemeği reddediyorsa, önce bunun neden olduğunu sorgulayın ve kendisini suçlamak yerine onu anladığınızı belli edin. “O ıspanak bitecek!” gibi bir emir kipi yerine, “Bugün çok abur cubur yedin, aç olmayabilirsin” gibi bir cümle çocuğu korkutmadan yemeğe teşvik edecektir.
- Çocuk 4 yaşından itibaren aile ile oturup yemek yiyebilecek düzeydedir. 4 yaşından önceki dönemde de yemek yerken yanında her zaman biri olmalıdır. Çocuk yemeğini kendisi yiyor dahi olsa, yanında birini hissetmek, gerekli durumlarda ondan yardım almayı isteyecektir.
- Rüşvet vermek, televizyon karşısına oturtmak, oyunlar oynamak en sık yapılan hatalardandır. Bunlar yerine çocuklarınıza yemek yemenin doğal bir ihtiyaç olduğunu göstermeye çalışın. Kendini ağlayarak ya da sözleriyle ifade etme noktasında olan her çocuk, acıktığı veya aç kaldığı zamanlarda sizi bilgilendirecektir.
- Çocuğunuzun sizinle birlikte yemek yapmasına izin verin. Bazen çocuklar yemeğin hazırlanmasına katıldıklarında o yemeği daha kolay yiyebilmektedir Çocuğunuz et yemeyi sevmiyorsa onunla birlikte küçük köfteler yapın, kendi yaptığı köfteyi yemek onu heyecanlandıracaktır.
Her insan farklı olduğu gibi her çocuk birey olarak farklı özelliklere sahiptir. Yemek yemek çocukların kendilerini yönetebildikleri tek konudur. Ebeveyn olarak bunu bilmeli; eğer çocuğunuz yemek yemiyorsa paniğe kapılmadan, altında yatan sebepleri araştırmalısınız. Psikolojik veya fizyolojik nedenlere bağlı oluşan yeme probleminde aradaki ilişkinin düzelmesi ve bu sayede yeme probleminin geçmesi açısından uzmana başvurmak sağlıklı olacaktır. Kaynak:
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/902829
https://www.verywellhealth.com/what-to-do-when-your-child-is-not-eating-anything-1323965