- 31 Ağustos 2022
- 1241
Doğa, insanın temsilidir. Ona dengede kalmayı, kendi algısı doğrultusunda yaşanan ''kötü'' olaya/olaylara karşı bir denge sağlayabiliyorsa, o zaman bir uyum içerisinde yaşamını devam ettirebileceğini hatırlatmaktadır. Yüzyıllık bir ağacı düşünelim... Fırtınalar, kasırgalar, seller ile geçen koca bir yüzyıl. Dalları, gövdesinden yukarısı tamamen eğilmiş, farklı şekillere bürünmüş ama hala ayakta... Yaşam karşısında gösterilen uyumu ve esnek olma halini anlayabilmek için belki de tek başına ağaçları gözlemlemek, onlara dokunmak bile yeterli olabilecektir.
Doğa, başlı başına insana yaşamı öğrenme alanı sunmaktadır. Bunun için ise doğanın içerisinde bir süre de olsa kalabilmek (bunu imkan var ise belli periyotlarda yapabilmek) ve gözlem yapabilmek insanın bireysel hayatı için çok değerlidir. Çocuklar ise, bu gözlem için biçilmiş birer kaftandırlar.
Birer Kaşif Olan Çocuklar
Kâşif. Var olan ancak bilinmeyen bir şeyi bulan, ortaya çıkaran kimse, bulucu (TDK). Çocuklar, özellikle çevrelerine karşı sürekli bir merak içerisindedirler. Bunun en güzel örneğini 3 yaş çocuğu vermektedir. Sürekli bir soru sorma halindedir ve bir yetişkinin aklına gelmeyecek soruları sorabilmekte ve onu şaşırtabilmektedir. Çünkü onun amacı; kendi küçük dünyasından yola çıkarak, daha önce hiç tanımadığı, bilmediği ve görmediği şeyler hakkında bilgi sahibi olmaktır.
Çocukların Doğayı Tanımasının Önemi
Çocuklar, bilgiye açtırlar ve doğa bu açlığı giderebilecek sonsuzlukta onlara neden-sonuç ilişkisi kurabilecekleri bir alan sunmaktadır. Demiriz (2001)' e göre okul öncesinde fen ve doğa etkinlikleri, çocukların nesne ve olaylar arasındaki ilişkileri anlamalarına yardımcı olması açısından oldukça önemlidir (Aktaran Kesicioğlu ve Alisinanoğlu, 2009: 2).
Çocuğun dünyası açısından bakıldığında doğa bir keşfetme alanı iken, karşılıklı olarak doğanın kaliteli ve sağlıklı bir devamı için yine bireyler tarafından korunması gerekmektedir. Okul öncesi dönemi çocukları için çevre etkinliklerinin yer aldığı ve eğitimcilere, bu alandaki diğer uzmanlara yönelik etkinlik önerilerinin bulunduğu bir kitapta, çevre eğitiminin önemi vurgulanarak; günümüzde hem artan çevre sorunları hem de doğadan ayrışmış olarak tamamen şehre adapte olmuş çocuklar için, bu eğitim sayesinde, hem birer birey olarak bulundukları çevre hakkında bilinç kazanma hem de bu doğrultuda, doğayı koruma ve yaşanacak sorunlara karşı çözüm bulma noktasında iş birlikçi yapılabileceği vurgulanmaktadır (Ünal, Mançuhan ve Alpyaşar, 2001 Aktaran Gülay ve Öznacar, 2010). Doğanın çocuklara tanıtılması sadece eğitimcilere ve diğer uzmanlara kalmamalıdır. Çocuğun ilk ''okulu'', ailedir. Ailenin buradaki tutumu ve eğitici yanı büyük önem taşımaktadır.
Kaynak:
Gülay, H. ve Öznacar, M. D. (2010). Okul Öncesi Dönem Çocukları İçin Çevre Eğitimi Etkinlikleri.
Ankara: PEGEM.
https://depo.pegem.net/9786053640592.pdf
Kesicioğlu, O. S. ve Alisinanoğlu, F. (2009). Ebeveynlerin okul öncesi dönemdeki çocuklarına (60-
72 ay) yaşattıkları doğal çevre deneyimlerinin incelenmesi. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi , 8
(29) , 1-14.
https://dergipark.org.tr/en/pub/esosder/issue/6143/82441
Türk Dil Kurumu Sözlükleri, (1932).