Ebeveyn Tutumları

  • 6 Mayıs 2021
  • 1843

Çocukların kişiliği, doğduğu günden itibaren ilk başta aileleri daha sonra yaşadığı çevre şekillendirmeye başlar. Özellikle 0-6 yaş okul öncesi dönemde sahip olacağı özelliklerin temelini aile oluşturur. Çocuklar anne ve babalarını gözlemleyerek, taklit ederek yani rol model alarak gelişirler. Bu nedenle anne ve babaların çocuklarına olan doğru ve/veya yanlış tutumları son derece önemlidir. Aile toplumun temelini oluşturan en küçük yapıdır. Bu yapının daha sağlıklı ve sağlam olması aile içi iletişimden yani anne-baba ve çocuk arasındaki sağlıklı iletişimden başlamaktadır. Bu nedenle ebeveynlerin çocuklarına olan davranış ve tutumları en temel unsurdur. Tutum, yaşantı ve deneyimler sonucu oluşan, ilgili olduğu nesne ve durumlara karşı bireyin davranışları üzerinde yönlendirici veya dinamik bir etkiye sahip ruhsal ve sinirsel yönden hazır olma durumudur. Anne ve babanın çocuklara uyguladıkları sağlıklı tutumlar sayesinde; özgüveni yüksek, girişken ve kendiyle barışık bireyler yetişmektedir. Anne-baba tutumları, genel olarak çocuğun yetiştirilmesinde anne ve babanın başvurduğu sözel ve fiziksel iletişimleri kapsar. iletişim, kelimelerden ibaret olmayan içinde bir çok içeriği barındıran önemli bir unsurdur. Çocuklarınızla kurduğunuz iletişimin içeriği kadar üslubu da önemlidir. Bundan yola çıkarak “ebeveynlerin çocuklara olan tutumları nasıldır, nasıl olmalıdır, doğru bilinen fakat çocuklar üzerinde olumsuz etkilere neden olabilecek tutumlar nelerdir?” gelin hep birlikte öğrenelim.

Baskıcı ve Otoriter Anne - Baba Tutumu

Baskıcı ve otoriter anne baba tutumu sergileyen aile katı, kuralcı ve disiplinlidir. Çocuk, anne babanın kurallarını yerine getirme çabasında olduğu için kendini ifade etmekte güçlük çeker. Ailenin belirlediği kurallar ve sınırlar içinde çocukların kendine özgü yapıları adeta yok sayılır. Çocuğun en basit hatası dahi cezalandırılır. Çocuğun en doğal hakları bile çocuğa uslu olmasının karşılığında bir ödül olarak verilir. Otoriter ailede yetişen çocuklar kendine güvensiz, hata yapmaktan korkan ve stresli bir yapıya sahip olabilir. Böyle bir durumda çocuklarınızın davranışların kontrol etmek yerine, kararlarını etkilemeye çalışmak fikirlerinde değişim sağlar.

Aşırı Hoşgörülü Anne – Baba Tutumu

Aşırı hoşgörülü anne baba tutumunu sergileyen ailelerde, yönetim tamamen çocukta olur. Aile tüm hayatını çocuğun istek ve arzusuna göre belirler. Çocuğa neyi yapıp neyi yapmaması gerektiği anlatılmaz. Hiçbir zaman kesin kurallar belirtilmez. Çocuk kendisine zarar verebilecek davranışlarda bile etkili denetimden uzaktır, uyarılmaz. Aşırı hoşgörü çocuğun anne ve babasını denetim altına almasına sebep olur. İstedikleri olmadığı zaman birtakım problemli davranışlar yaratabilir. Eleştiriye açık olmadıkları için kendilerini geliştiremezler. Kuralsızlığa alışan çocuklar, okuldaki kurallarla karşılaşınca okula ve arkadaş çevresine uyum sağlamakta zorluk çekebilirler. Her istediğini elde ettikleri için belli bir süre sonra doyumsuzluk yaşamaya başlarlar. Doyumsuzlukları, ileride zararlı alışkanlıklar edinmelerine sebep olabilir. Bencil, sorumsuz, kırılgan, her dediğinin anında olmasını isteyen, sabırsız, şımarık, antisosyal olabilirler. Sosyal ortama girdiklerinde ve her dediklerinin olmadığını gördüklerinde hayal kırıklığına uğrar, kendi kabuklarına çekilebilir ya da agresif kişiliğe bürünebilirler.

Kararsız ve Dengesiz Anne – Baba Tutumu

Anne ve baba baskın karaktere sahip oldukları ve aynı fikre sahip olmadıkları bu tutumda, çocuk çelişkiye maruz kaldığı için kendi kendine karar veremez. Bu tutum sergilenen ailede yetişen çocuk kararsız, duygusal açıdan zayıf ve ne istediğini bilmeyen bir karaktere sahip olmaktadır. Bu durumda ilk önce kendinize ait duyguların kontrolünü ele almalısınız.

Aşırı Koruyucu Anne – Baba Tutumu

Çocuk her zaman her an kontrol altında hissettiği, kendi davranış ve kararlarında yeterince özgür olmadığı bir aile yapısında sağlıklı bir gelişim göstermesi mümkün değildir. Aşırı ilgi alaka, çocuğa zarar gelir endişesiyle davranışlarını kontrol eden ebeveynler yüzünden çocuklar, özgüveni olmayan, karar verme sürecinde başkalarına bağımlı ve yönlendirilmeye açık bir karaktere sahip olabilirler. Bu bağımlılık hali, yetişkinlikte de devam edebilmekte, evlilikte veya karşı cinsle ilişkide de bu tür beklentiler oluşturabilmektedir. Bırakın çocuklar kendi seçimlerini yapmakta özgür olsunlar.

Hoşgörülü ve Güven Verici Anne – Baba Tutumu

En sağlıklı anne baba tutumudur. Sevgi, saygı, huzur, güven ve şeffaflık olan ailede çocuk tüm yönleriyle kabul edilir. Anne baba davranışları ile çocuğa uygun birer model, çok iyi rehberdir. Çocuğa yol gösterir ama alacağı kararlar konusunda serbest bırakır. Ona bir çok alternatif sunulur ama seçim çocuğa aittir. Problemlere anne baba ile birlikte çözüm arayarak zamanla bu becerisini geliştiren çocuk, seçimlerinin sonuçlarına da kendisi katlanır.Bu tür bir ailede yetişen bireyler, “birey” olmanın farkında olarak yetiştirilmişlerdir. Sorumluluk bilinci ile kendi kararlarını, kendi yollarını seçerler. Demokratik ve güven verici bir ortamda yetişen çocuk, kendine ve çevresine saygılı, sınırları bilen, yaratıcı, aktif, fikirlere saygı duyan, fikirlerini rahatlıkla söyleyebilen, kişilik ve davranışları açısından dengeli, sorumluluk duyguları gelişmiş, hoşgörülü, işbirliğine hazır, arkadaş canlısı, duygusal ve sosyal açıdan dengeli ve mutlu bir birey olarak yetişir.

Tutarsız Anne – Baba Tutumu

Tutarsız anne babanın çocuklarına karşı farklı tutumu ya da anne babanın kendi eğitim tarzlarındaki farklı tutumları çocukları olumsuz yönde etkileyebilir. Genelde kuralsızlık veya kurala körü körüne bağlılık, bunun dışında sorunlara anlık çözümler bulunmaktadır. Bu ailelerde çocuğun yaptığı bir davranış bazen çok sert bir tepki alabilirken, bazen de çok olumlu karşılanabilmektedir. Çocuğa konulan sınırların sürdürebilmesi için anne-babanın davranışlarında tutarlı olması gerekir. Çocuk kendini kanıtlamak ve dikkatleri üzerine çekmek için, ürkek, yumuşak huylu, söz dinleyen ya da kendi benliğini ve bağımsızlığını göstermek için kavgacı, sinirli bir çocuk olabilir. Zamanla çevrelerindeki insanlara güvenmeyen, her şeyden şüphelenen, kararsız bir kişilik yapısı geliştirebilirler.

Mükemmeliyetçi Anne – Baba Tutumu

Bu tutumu benimseyen anne babalar çocuklarını akademik, sosyal, sanatsal her alanda kusursuz olmasını beklerler. Kendi gerçekleştiremedikleri şeyleri çocuklarının gerçekleştirmesini beklerler. Aile beklentilerini karşılaması için çocuğu yoğun bir eğitim sürecine tabi tutar. Çocuklarının yaptıklarını beğenmeme, yetersizlik duygusu sergilenen bu tutumda büyüyen çocuklar ; aşırı titiz veya dağınık, kendilerine güvenleri olmayan, başarısızlıkta hayal kırıklığı yaşayan bir karaktere sahip olurlar.

Ayrımcılık Yapan Anne – Baba Tutumu

Anne / babanın veya doğrudan ikisinin yapacağı ayrımcılık; çocuklar üzerinde oldukça negatif bir etki bırakmaktadır. Bu, tüm çocuklar için de geçerlidir. Yani birine olumlu, diğerine olumsuz etki söz konusu değildir. Çocuklardan birine daha fazla ayrımcılık yapılması sonucu dışlanan çocukta duygusal kırıklık ve boşluk oluşabilir. Hal Edward Runkel’in “Bağırmayan Anne Baba Olmak” adlı kitabında geçen bir söz aslında tüm bu anlatılanları çok iyi özetliyor; “ Ebeveynlik bir bireyin üzerinde kontrol sağlamak için düzenlenmiş teknikler ve işlemler dizisi değildir. Bu ebeveyn ve çocuk arasında özel bir ilişkidir.” Her anne ve babanın çocuğuyla arasındaki bağ özeldir. Ebeveynler çocuklarına karşı sergiledikleri tutumlar kendilerine göre doğru olabilir. Her ailenin kendine göre çocuk yetiştirme prensipleri farklıdır. Bilinen tek doğru veya yanlış yoktur. Bu nedenle önemli olan ilk önce çocuklarınızı dinlemek ve anlamaya çalışmalı, onların sınırlarını ihlal etmeden fikirlerinizi söylemeli, fikir ayrılığı yaşadığınız durumlarda onun fikirlerine saygı duymalı, çocuklarınızı baskı veya zorlamaya maruz bırakmadan hayatlarına dokunmaya çalışmalısınız. Bunun için de ilk önce kendinize odaklanmalısınız. Kendinize odaklanmak, ailenizin bütün fertleriyle daha mutlu ve sağlıklı bir bağ kurmanızı sağlar. Önerilenleri uygulamak çocuklarınızla yaşadığınız iletişim problemlerinin kesin çözümü olmak yerine; size yeni bir bakış açısı kazandırarak, çocuklarınızla daha sağlıklı bir ilişki kurmanıza yardımcı olmaktır.

 

Kaynak: Hal Edward Runkel / “Bağırmayan Anne Baba Olmak”

Önceki Yazı
Oyun Grupları ve Çocuklar...
Sonraki Yazı
Çocuklarda DEHB (Dikkat Eksikliği...