Ev Ortamında Korkuyu Ortadan Kaldırma

  • 21 Kasım 2021
  • 1380

Birtakım sebeplerle korkuları oluşmuş 2-7 yaş aralığındaki çocuklarla korkuyu yenmenin en etkili ve kısa yolu "hikâyeleştirme"dir. Bizim oyun terapisi ve EMDR ile bir arada kullandığımız ‘’iyileştirici hikâye’’lerden bahsetmiyorum. Kastettiğim hikaye türüne en uygun isim sanırım "yanliz aile içinde kabul gören davranışları içeren hikayeler" olacaktır.

Diyelim ki 3 ya da 4 yaşında bir çocuğunuz var. Ve bir gün bir yerde tesadüfen bir cadı resmi gördü ya da bir şekilde cadı terimine maruz kaldı ve kendince bir anlam yükleyerek ya da görselini gözünde canlandırarak korkmaya başladı. Burada çocuğunuza;

"- Cadı diye bir şey yoktur, o sadece masallarda ya da hikayelerde olur ya da

- Cadılar çok eskiden varmış, artık yoklar. Zaten biz o zamanlar yaşamıyorduk ya da

- Cadı aslında öyle kötü bir şey değildir yaaaa, çok sevimli cadılarda vardır ya da

- Cadılar sen ben gibi insanlarmış, ilaç yapıp insanları iyileştirdikleri için biri onlara cadı demiş."gibi şeyler söylemeniz onda, somut bir etki yaratmayacağından etkisiz olacaktır. Sonuçta çocuk gözüyle olaya baktığınızda kendince o; bir gün bir cadı ile karşılaşabilir, cadı evine ya da odasına gelebilir ve hiçbir şey yapamayabilir.

     Gelelim ‘aile sırlarını içeren saçma sapan hikayeler’ türüne. Burada her zaman baş kahraman çocuk, hikayeyi uyduran ise anne, baba ya da terapisttir (Aslında bazen yaratıcı dayılardan ya da kuzenlerden bile destek alınabilir). Diyelim ki çocuğunuz, bir anda ağlayıp sizi bile yerinizden sıçratacak kadar yüksek ses çıkaran, muhteşem boyama yapam ve aynı zamanda da çok güzel takla atan birçocuk. İşte size bir hikaye kahramanı (hikayenin kahramanının adı bu hikayede mutlaka çocuğunuzun adı olsun).             

     ''Uzak diyarların birinde bir cadı yaşarmış. Bir gün ailesi ile gezintiye çıkan Ali, biraz uzakta çok şeker bir ev görmüş. Anne ve babasına biraz gezeceğini söyleyerek şeker mi şeker eve doğru gitmiş. Bir de ne görsün, ev gerçekten şekerdenmiş. İçeriden çıkan çirkin görünümlü biri ona; gel evde daha çok şeker var demiş. Bunun üzerine; ‘ben bu çirkin kişi ile nasılsa mücadele edebilirim, girip içerideki şekerleri yiyim o zaman demiş ve içeri girmiş. O sırada çirkin kişi Ali’ye bakmış ve o da bu bakışlardan hiç hoşlanmamış. Hemen güçlerini kullanıp onu alt etmeye karar vermiş. Hemen avazı çıktığı kadar bağırma sesi çıkararak ağlama numarası yapmış. Çirkin kişi, bir anda çocuktan çıkan bu ani sesten öyle korkmuş ki, önce havaya fırlayıp kafasını tavana çarpmış sonra da kafasında dönen yıldızlarla birlikte sersemlemiş şekilde yere düşmüş. Ali hiç durur mu, çirkin kişi daha Ali’nin tüm güçlerini görmemiş. Sonra bir anda sersem çirkin kişinin yüzüne muhteşem güzel bir resim yapmış. Çirkin kişinin sersemliği geçip de ayağa kalkınca ayna da çirkin yüzünü değil de muhteşem güzellikteki resimli yüzünü görünce kendini tanıyamamış ve korku ile kaçmaya başlamış. Ama daha duuuur bakalım, Ali’nin son bir muhteşem gücü daha var. Ali kaçmaya başlayan çirkin kişinin üzerine doğru taklalar atmaya başlamış ve onu yuvarlayarak anne ve babasının yanına götürmüş. Anne ve babası hemen polisi arayıp çirkin kişiyi yakalatmış. Herkes Ali’yi alkışlamış, tebrik etmiş ve polisler şekerden evi yesin diye Ali’ye vermiş. Anne ve babası; haftada 1 gün 5 ısırık yemesi şartıyla evi kabul etmişler ve her hafta oraya gidip hep birlikte 5 ısırık yemişler.''

     Bu hikayede ister Ali; Mehmet, Ayşe, Hasan, Hatice olur,

     İster cadı; dinozor, zombi, canavar, iskelet olur.

     İster; anne baba çocuk pikniğe gittiğinde çocuk izinsiz uzaklaştığı için korkar ama tüm güçlerini kullanarak karşıdaki korkutucu varlığı yener, ister anne ve babası esir düşer çocuk onları bile kurtarır.

     İster çocuğun kendine has ‘aile sırrı’ özelliği; ağlamak, güzel resim yapmak, takla atmak olur, ister; pırtladığında çok kötü kokması, ısırmak, tepmek olur. 

Sonuçta çocuk; hikayenin baş kahramanı olarak, karşıdaki korkunç canlıyı (çünkü siz ne derseniz deyin o onun canlı olduğuna inanıyor) kendi yaşına ve gelişim özelliklerine uygun olan ve hatta belki de ısırmak gibi gelişim özelliklerine uygun olmayan ama halihazırda devam eden bir takım kendine has özellikleri ile yener. Çünkü çocuk için o kendine has özellikler; biz sevsek de sevmesek de güçlü yönleridir. Özellikle; insanların rahatsız olduğunu daha önce defalarca deneyimlediği özellikleri, karşı tarafı rahatsız etme garantili özellikler olduğundan onu daha da güçlü yapar böyle hikayelerde (pırt yapmak, ısırmak, aniden ağlamak, tepinmek gibi)

Bu hikaye tekniğinde en çok dikkat edilmesi gereken şey ise aile dinamiğidir.

- En az 2 yaşından beri her gece hikaye okunarak uyutulan,

-  Hikayeler; yaşına uygun hatta bazen 1 yaş daha büyük çocuklar için yazılmış hikayeler olacak şekilde özenle seçilmiş olan

- Karşılıklı iletişimin önemli olduğu, sorulan soruların cevapsız kalmadığı bir aile yapısına sahip olan

- Çocuğun duyduğu ve gördüğü şeyleri; aman korkmasın diye yalanlarla örtmek yerine dürüstçe ama yaşına uygun açıklamalar yapılan bir ailede büyümekte olan

- Belli bir süre oyun ve emdr terapisi almış olan (şart değil)

- En az 6 ay – 1 yıldır okula giden

Çocuklarda bu hikayeler daha etkili ve uygun olacaktır. 4 yaşında hala Tavşancan ile Faresu okunan bir çocuğun hayal gücü yaşına uygun düzeyde gelişmeyeceğinden bu hikayeler onda; tam tersi şekilde, korkusunu artırıcı etki yaratabilir. 

Bu durumda; tüm ailelerin bir gün korku ile mücadele etmek zorunda kalacağını da göz önünde bulundurarak çocukları ile; ister profesyonel destek alarak, ister kendi çabaları ile bol iletişimli ilişkiler kurmasının ne kadar önemli olduğuna da bir kez daha vurgu yapmış olayım. Korkular geçici ama ebeveyn ile çocuk ilişkisi kalıcı olacak. Bu sebeple doğru dönemde doğru gelişim aşamaları takip edilerek doğru oyunlar oynanmış, doğru şekilde iletişim kurulmuş ve doğru şekilde ilgilenilmiş çocuklarında doğal süreçte maruz kalabileceği korkuları çözmek ve ortadan kaldırmak, bizler için de aileler için de çok daha kolay olacaktır. Çocuğa ayrılan her ‘kaliteli zaman’ hem yakın hem de uzak geleceğe yatırımdır.

Önceki Yazı
Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Sonraki Yazı
Çocuklarda Tuvalet Eğitimi