Gıda Tüketiminin Karbon Ayak İzine Etkisi

  • 24 Ağustos 2022
  • 1118

1. Küresel Isınma ve Sera Gazı Etkisi Nedir?

Son zamanlarda insan yaşamının gezegen üzerindeki birikmiş etkisi ve özellikle sanayi devrimi, fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan sera gazı üretiminde (esas olarak CO2) sürekli bir artışa neden olmuştur. Atmosferdeki CO2 birikimi, güneş ışığının emilmesine takiben Dünya yüzeyinden yayılan kızılötesi (IR) radyasyonunu hapseder ve gezegeni ısıtarak, küresel ısınma olarak adlandırılan küresel yüzey ve okyanus sıcaklıklarında sürekli bir artış yönünde endişe verici bir eğilime yol açmaktadır. Küresel ısınma sırayla, kuraklık ve ısı dalgasının yanı sıra sel, tuzluluk ve donma stresleri gibi diğer abiyotik stres koşullarının sıklığında ve yoğunluğunda bir artışa eşlik eden iklim değişikliği olarak adlandırılan iklimde şiddetli bir değişikliğe neden olmaktadır( Zandalinas ve ark., 2021).

Karbon dioksit (CO2), Metan (CH4), Nitröz Oksit (N2O), Hidroflorür karbonlar (HFCs), Perfloro karbonlar (PFCs), Sülfürhekza florid (SF6) gibi gazlardan oluşan ve atmosferde ısı tutma özelliğine sahip bileşiklere sera gazı denilmektedir. Güneşten gelen ışın ve ışıklar atmosferden filtrelenerek geçer yer küreyi ısıtır; yer küredeki ısı kaybı da atmosfer tarafından engellenir; atmosferin ısıyı geçirme ve tutma özelliği sera gazı etkisi olarak bilinmektedir(Gavurova ve ark., 2021).

 

2. Karbon Ayak İzi Nedir?

Günümüzde çevresel sürdürülebilirlik denince akla ilk gelen terimlerden biri karbon ayak izidir. Bir ürünün tüm yaşam döngüsü boyunca neden olduğu toplam sera gazı emisyonlarının CO2 cinsinden ifadesi olan bu terim, çeşitli ürünlerin yanı sıra insanlar, hayvanlar, toplumlar, belediyeler, işletmeler vb.’nin çevresel etkilerini tanımlamak için de kullanılmaktadır(Güneş, 2020).

Karbon ayak izi hesabı, bir kişinin bir yıl içerisinde doğa ortamına saldığı CO2 miktarının belirlenmesi ile hesaplanmaktadır. Ulaşım, ısınma, yeme, içme vb. aktiviteler ile üretilen ve tüketilen ürünler sonucunda oluşan karbon miktarı karbon ayak izini belirlemektedir. Kişilerin küresel ısınmadaki payının ölçüsü karbon ayak izi ile belirlenmektedir(Kumaş ve ark. 2019).

Karbon ayak izi birincil ve ikincil karbon ayak izi olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Birincil karbon ayak izi (doğrudan karbon ayak izi) enerji tüketimi ve ulaştırma faaliyetleri dolayısıyla kullanılan fosil yakıtların yanması sonucunda ortaya çıkan CO2 emisyonlarının doğrudan ölçüsü olarak tanımlanmaktadır. İkincil karbon ayak izi (dolaylı karbon ayak izi) ise kullandığımız ürünlerin üretilmesinden bozulmasına kadar olan tüm yaşam döngüsü (life cycle) süresinde ortaya çıkan CO2 emisyonlarının ölçüsü olarak belirtilmektedir. Karbon ayak izi, sera gazı emisyonlarının çevreye olan etkilerinin ortaya konulması ve bu etkilerin azaltılmasında önemli bir göstergedir (Kumaş ve ark. 2019).

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) sera gazı envanteri sonuçlarına göre, 2019 yılı toplam sera gazı emisyonu bir önceki yıla göre %3,1 azalarak 506,1 milyon ton (Mt) CO2 eşdeğeri olarak hesaplanmıştır. Kişi başı toplam sera gazı emisyonu 1990 yılında 4 ton CO2 eşd., 2018 yılında 6,4 ton CO2 eşd. ve 2019 yılında 6,1 ton CO2 eşd. olarak hesaplanmıştır.

 

3. Gıda Tüketiminin Karbon Ayak İzine Etkisi

Gıda zinciri, küresel sera gazı emisyonlarının %37'sini oluşturduğu ve ormansızlaşmaya, mineral tükenmesine, çölleşmeye, asitlenmeye güçlü bir şekilde katkıda bulunduğundan, gıda aynı zamanda mevcut ve gelecekteki dünya sürdürülebilir kalkınma stratejilerinde de önemli bir rol oynamaktadır. Her bir gıda ürünü, gıda üretimi, işlenmesi, dağıtımı ve son ömrü sırasında çevresel yük oluşturur. Bu tür çevresel yükün göstergesinin standartlaştırılmış prosedürleri vardır, en iyi bilinen ikisi karbon ayak izi (CF) ve su ayak izidir (WF) (Petersson ve ark., 2021).

Sürdürülebilir gıda üretimi ve tüketimine yönelik küresel bir geçiş, gezegen kaynakları üzerindeki insan etkisini azaltmak için önerilen en faydalı küresel stratejilerden biridir ve Avrupa Birliği (AB) Yeşil Anlaşma stratejisinin bir parçası olarak yeni AB stratejisi “Tarladan Çatala”nın temel bir varlığıdır (Petersson ve ark., 2021).

Yaşam döngüsü analizine (LCA) dayalı olarak Çin'deki tahıl üretiminin karbon ayak izini tahmin etmek amacıyla yapılan bir çalışma sonuçlarına göre, tahıl üretiminin 2013 yılında yüksek bir karbon ayak izine sahip olduğunu göstermiştir. Bu ayak izleri, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Hindistan gibi diğer ülkelerden daha yüksek bulunmuştur. 2013'teki pirinç buğday ve mısır ana mahsullerinden mısırın, en düşük karbon ayak izine sahip olduğu görülmüştür (Zhang ve ark., 2017).

Meksika'daki toplam diyet sera gazı emisyonlarını (GHGE) tahmin eden, başlıca yiyecek ve içecek gruplarının katkısını inceleyerek sosyal gruplar arasındaki farklılıkları değerlendiren bir çalışma yapılmıştır. Meksika diyetiyle ilişkili ortalama GHGE'yi belirlemek için büyük, ulusal temsili bir anketten alınan diyet verilerini LCA verileriyle ilişkilendirilmiştir. Genel olarak, katılımcılar 17 gıda gruplarında toplam 163 öğenin tüketim sıklıklarını bildirmektedir.

Sonuçlar Diyet sera gazına en büyük katkı, toplam gıda sera gazının %15'inden sorumlu olan sığır eti olarak bulunmuştur. GHGE'ye diğer büyük katkıda bulunanlar mısır ürünleri (%12), süt ürünleri (%11), içecekler (%11), çorbalar, kremalar ve makarnalar (%9) ve tavuk ve yumurtalar olmuştur. (%9).Daha yüksek sosyoekonomik statüdeki bireyler daha düşük sosyoekonomik statüdeki ergenlerin ve yetişkinlerin diyetlerinin, tüm yiyecek ve içecek grupları için daha fazla GHGE ürettiğini göstermektedir (Lopez- Olmedo ve ark., 2022).

Evde akşam yemeği pişirme veya fast food yeme sıklığının, diyet sera gazı emisyonları (GHGE) ile ilişkili olup olmadığını araştırmak amacıyla yapılan bir çalışmada katılımcılardan alınan 24 saatlik diyet geri çağırma verileri, bir diyet sera gazı ( kgCO2) ölçümü elde etmek için bir sera gazı faktörleri veri tabanına bağlanmıştır. Akşam yemeğini pişirme sıklığı (pişirme sıklığının ölçüldüğü tek öğün), fast food yeme sıklığı ve diyetteki sera gazı ve protein kaynakları (sığır eti, domuz eti, kümes hayvanları, diğer etler ve balık ve deniz ürünleri) (g/2000) arasındaki ilişkileri incelenmiştir (Wolfson ve ark. 2022).

Daha yüksek pişirme sıklığı, ayarlanmamış modellerde daha fazla GHGE ile ilişkilendirilmiştir. Haftada 0–2 kez akşam yemeği pişirmek, haftada 5-6 kez akşam yemeği ve 7 kez akşam yemeği pişirenlerden daha düşük olarak ilişkilendirilmiştir. Fast food yeme sıklığına dayalı olarak ortalama GHGE'de önemli bir farklılık bulunmamıştır (Wolfson ve ark. 2022).

Hanelerde daha sık akşam yemeği pişiren bireyler önemli ölçüde daha fazla et, kümes hayvanları ve balık tüketmektedir. Buna bağlı olarak daha yüksek karbon ayak izi ortaya çıkmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD), et tüketimi ve özellikle kırmızı et tüketimi, sürekli olarak ulusal Diyet Kılavuzlarına göre önerilen seviyelerin çok üzerindedir olduğundan et tüketimini azaltmak, gıda sistemlerinin iklim değişikliğine katkılarını azaltmak için mantıklı bir strateji olarak giderek daha fazla desteklenmektedir (Wolfson ve ark. 2022).

Karbon ayak izi ile ilgili yapılan bir diğer çalışmada yedi farklı ülkeden beslenme kılavuzlarının karbon ayak izini modellenmiştir. Almanya, Hindistan, Hollanda, Umman, Tayland, Uruguay ve Amerika Birleşik Devletleri için ulusal kaynaklardan beslenme kılavuzları elde edilerek 6 gıda grubunu içeren önerilen diyetler incelenmiştir: (proteinli gıdalar, süt ürünleri, tahıllar, meyveler, sebzeler ve sıvı yağlar/yağlar). Bu tüketim modellerinde gıdaları üretmek için kullanılan sera gazı emisyonları (GHGE), değerlendirilmiştir (Kovacs ve ark., 2021).

Tüketim modellerinin karbon ayak izi sonuçlarına göre, 3,83 kg CO2-eq/d'de ABD diyet önerileri yedi ülke içinden en yüksek karbon ayak izine sahiptir. ABD karbon ayak izi Hollanda'nınkinin yaklaşık 1,2 katı, Almanya'nınkinin yaklaşık 1,5 katı ve Hindistan'ınkinin yaklaşık 5,2 katı kadar yüksek bulunmuştur (Kovacs ve ark., 2021).

Önerilen diyetlerinin karbon ayak izini azaltmak için, proteinli gıdalara veya süt gruplarına atfedilebilecek büyük etkileri olan ülkeler, bu grupların önerilen günlük miktarını azaltmak veya daha büyük proteinli gıdalar grubundaki bitki proteinlerinin alt grupları için öneriler oluşturmak etkili olabilmektedir. Önerilen günlük miktarı azaltmak veya bitki bazlı ikamelerin tüketimini teşvik etmek gibi benzer öneriler, süt ürünleri grubundan büyük etkileri olan ülkeler için önerilen diyetlerin karbon ayak izini azaltmak için uygulanabilmektedir (Kovacs ve ark., 2021).

Danimarka’da yapılan bir çalışmada mevcut Danimarka diyetinden bitki açısından zengin diyete geçişin karbon ayak izini azaltıp azaltmayacağı incelenmiştir. Karbon ayak izi iki farklı diyet için tahmin edilmiştir; (1) 18-64 yaş arası Danimarkalı yetişkinler için mevcut diyet ve (2) "Resmi Danimarka Diyet Yönergeleri-sağlık ve iklim için iyi olan" (FBDG)’nin arkasındaki referans diyet olan modellenmiş bitki açısından zengin diyet (Trolle ve ark., 2022).

Yiyecek ve içecek alımı, 4-75 yaşları arasındaki 3946 kişiden oluşan temsili bir örneklemden toplanmıştır. Katılımcıların yedi gün boyunca yiyecek alımları kaydedilmiştir. Danimarka'ya uyarlanmış bitki açısından zengin diyet FBDG 'de referans diyet olduğu için seçilmiştir. Bitki açısından zengin diyet, et ve diğer hayvansal bazlı ürünleri sınırlamayı veya hariç tutmayı amaçlayan omnivor bir diyettir(Trolle ve ark., 2022).

Çalışma sonuçlarına göre tahmini CF azalması %31 olarak bulunmuştur. Bu çalışmadaki CF azalması, temel olarak, bitki açısından zengin diyetteki düşük sığır ve kuzu içeriğinden aynı zamanda domuz eti ve isteğe bağlı yiyecek ve içeceklerin içeriğindeki büyük düşüşten de kaynaklanmaktadır (Trolle ve ark., 2022).

 

KAYNAKLAR

Güneş, Ç.N. (2020). Yaşam Döngüsü Analizi ile Konsantre Şeftali Püresinin Karbon Ayak İzinin Belirlenmesi. Akademik Gıda; 18(3);247- 255.

Kovacs, B., Miller, L., Heller, M.C., Rose, D.(2021). The carbon footprint of dietary guidelines around the world: a seven country modeling study. Nutr J.;20(1):15.

Kumaş, K. , Akyüz, A., Zaman, M., Güngör, A. (2019).Sürdürülebilir Bir Çevre İçin Karbon Ayak izi Tespiti: MAKÜ Bucak Sağlık Yüksekokulu Örneği. El-Cezeri Science and Engineering Journal; 1; 108-117.

López-Olmedo, N., Stern, D., Bakhtsiyarava, M., Pérez-Ferrer, C., Langellie,r B.(2022) Greenhouse Gas Emissions Associated With the Mexican Diet: Identifying Social Groups With the Largest Carbon Footprint. Front Nutr.;9.

Petersson T., Secondi, L., Magnani, A., Antonelli, M., Dembska, K., Valentini, R. Et all (2021). A multilevel carbon and water footprint dataset of food commodities. Sci Data.;8(1):127.

Sera Gazı Emisyon İstatistikleri, 1990-2019. (Erişim Tarihi: 21.05.2022) https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Sera-Gazi-EmisyonIstatistikleri-1990-2019- 37196

Trends Plant Sci.;26(6):588-599. Gavurov, B., Rigelsky, M., Ivankova, V. (2021).Greenhouse Gas Emissions and Health in the Countries of the European Union. Front Public Health.;9.

Trolle, E., Nordman, M., Lassen, A.D., Colley, T.A., Mogensen, L. (2022).Carbon Footprint Reduction by Transitioning to a Diet Consistent with the Danish Climate- Friendly Dietary Guidelines: A Comparison of Different Carbon Footprint Databases. Foods.;11(8).

Wolfson, J.A., Willits-Smith, A.M., Leung, C.W., Heller, M.C., Rose, D. (2022).Cooking at Home, Fast Food, Meat Consumption, and Dietary Carbon Footprint among US Adults. Int J Environ Res Public Health.;19(2).

Zandalinas, S.I., Fritschi, F.B., Mittler, R. (2021).Global Warming, Climate Change, and Environmental Pollution: Recipe for a Multifactorial Stress Combination Disaster.

Zhang, D., Shen, J., Zhang, F., Li, Y., Zhang, W. (2017).Carbon footprint of grain production in China. Sci Rep.;7(1):4126.

Önceki Yazı
Okula Başlama Yaşı
Sonraki Yazı
Yabancı Dil Eğitimi Çocuğa...