Kardeş Kıskançlığı ve Ebeveynlere Öneriler

  • 15 Haziran 2021
  • 1886

Kıskançlık, doğal duygularımızdan bir tanesidir. Her insan, hayatının belli zamanlarında bu duyguyu yaşamaktadır. Ancak kıskançlık bazı durumlarda hayatın işleyişini ve kalitesini bozacak bir hale gelebilir. Türk Dil Kurumu’nun kıskançlık tanımında ‘sevilen birisinin, başkası ile ilgilendiği kanısına varıldığına takınılan olumsuz tutum’ ifadesi yer almaktadır.

Çocuklar, yaklaşık olarak iki yaş döneminde kıskançlık ile tanışmaktadır. Bu dönemde çocuklar ebeveynlerinin kendilerine karşı duyduğu sevgiyi kimseyle paylaşmak istemeyebilirler. Kardeş kıskançlığı, yaygın şekilde karşılaşılan durumlardan biridir. Çocuk için en değerli varlık olan annenin kardeş ile paylaşılma ihtimali, güç bir durumdur. Çocuk, yeni bir kardeş gelene kadar sadece kendisine ait olduğunu düşündüğü anne ve babasını, kardeşiyle paylaşacağını anladığında, iç dünyasında kendisinin de anlam veremediği bir çatışma yaşamaktadır. Eve gelecek olan yeni bir kardeş haberi, beraberinde anne ile babanın sevgisini kaybetme korkusunu getirmektedir. Dolayısıyla ebeveynlerin sevgisi ve ilgisi kardeşler arasında bir rekabet malzemesi haline gelmektedir.

Özellikle kardeşler arasında yaş farkı azaldıkça kıskançlık da o oranda artmaktadır. Unutulmamalıdır ki kıskançlık her çocukta görülebilmektedir ve büyük çocuklar kardeşini kıskanabildiği gibi, küçük kardeş de abi ya da ablalarını kıskanabilmektedir. Erken dönemlerde başlayan kıskançlık, belli dönemlerde dalgalanmalar gösterebilmekte, ileriki yaşlarda yerini anlaşmazlıklara bırakabilmektedir. Ancak kardeşlik, bireylerin hayatlarındaki en uzun süreli bağlardan biridir. Kardeşler birbirlerine model olurlar ve birçok duygunun paylaşımının, çevre ile etkileşimlerinin temelinde kardeşlik bağının etkileri görülebilmektedir. Bu süreçler içerisinde kardeşler hem sıkı sıkıya bağlı hem de zıt tavırlar içerisinde olabilirler.

Kıskançlık belirtileri nelerdir?

Kardeşini kıskanan bir çocukta ortaya çıkabilecek davranışlardan birkaçını sıralayacak olursak;

  • Bebeksi davranışlar sergilemeye başlayabilirler. Altını ıslatma, parmak emme, bebeksi konuşma gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Altının bağlanmasını, emzirilmeyi ya da ayakta sallanmayı isteyebilirler.
  • Öfkeli, yıkıcı davranışlar sergileyebilir, ağlama nöbetleri yaşayabilirler. Çevresindeki kişi ya da objelere karşı saldırgan davranabilir, vurabilir ve zarar verebilirler.
  • Uyku düzenlerinde bozulma görülebilir. Korkunç rüyalar gördüklerini, uyuyamadıklarını belirterek anne ve babalarıyla uyumak isteyebilirler.
  • Tırnak yeme davranışı, kekeleme, tikler ortaya çıkabilir.
  • İçe kapanma, sessizleşme görülebilir. Eve yeni gelen kardeş hiç yokmuş gibi onunla ilgilenmeyebilirler.
  • Yeni doğan kardeşlerine karşı ısırma, itme, çimdikleme gibi zarar verici davranışlar görülebilir.
  • Kreşe ya da anaokuluna giden bir çocuksa, kardeşini anne ile yalnız bırakmamak için okula gitmede isteksizlik görülebilir.
  • Anne ve babaya ‘beni sevmiyorsunuz artık, benimle ilgilenmiyorsunuz’ gibi isyanlarda bulunabilir ve kardeşlerine karşı olan öfkelerini sık sık dile getirebilirler.
  • Bazı çocuklar ise yukarıda verilenler gibi davranışlar sergilemeyebilir. Kardeşine aşırı düşkün ve çok seviyor izlenimi veren çocuklar da olabilir. Bunun sebebi ise genel anlamda ailesinin ondan uzaklaşacağı, sevgilerini tamamen kaybedeceği korkusu ile kıskançlık duygusunu bastırıp içlerine atmaları olabilir.

Ebeveynler ne yapmalı?

  • Öncelikle çocuğun, henüz kardeşi dünyaya gelmeden açık ve sade şekilde bilgilendirilmesi, alıştırılması önemli bir adım olacaktır. Evde değişecek düzen hakkında çocuğun önceden haberdar olması, bu değişime ayak uydurmasını kolaylaştıracaktır.
  • Gelecek olan kardeş için yapılan hazırlıklara, alışverişlere çocuğun da dahil edilerek birlikte yapılması oldukça değerlidir. Bu sürece ortak olmak, kardeşini beklerken heyecana ortak olması anlamına gelir. Olumlu duygular geliştirebilir.
  • Anne ve babanın, çocuklarının duygularını tanımaları önemlidir. ‘Seninle daha çok oyun oynamamı istiyorsun, seni anlıyorum’ gibi çocuğa ayna tutan cümleler, hem çocuğun duygularını tanımasını kolaylaştırabilir hem de anlaşıldığını hissettirebilir. Yargılama içermeyen, anlayış içeren bu tutum, çocukların öfkelerini azaltmaktadır.
  • Çocuklara kardeşleri hakkında fikirlerinin sorulması ve duygularını ifade etmelerine ortam sağlanması, bu duyguların şiddetini ve yükünü azaltmaktadır. Çocuğun duyguları ayıplanmamalı, söylediklerine kızılmamalı, suçlanmamalıdır.
  • Çocuğa iyi geleceği düşünülerek söylenen cümlelere dikkat edilmelidir. ‘Seni daha çok seveceğiz, biz zaten onu sevmiyoruz’ gibi cümleler, içinde kıyaslama barındırmakla birlikte çocuğa iyi gelecek sözler değillerdir. Gerçek olmayan bu cümleler karşısında çocuk, kardeşinin gelmesiyle birlikte hayal kırıklığına uğrar ve annesine, babasına, kardeşine güvensizlik duyabilir.
  • Küçük kardeşle ilgilenirken, bakım verirken çocuk da bu sürece dahil edilerek birlikte vakit geçirilebilir ve basit sorumluluklar ile çocuğun özgüveni artırılabilir.
  • Eve yeni bir kardeş gelmeden önce çocukla yapılan belli rutinleri, kardeşten sonra da devam ettirmek önemlidir. Her gece okunan masallar, verilen iyi geceler öpücükleri varlığını sürdürmelidir.
  • Çocuklar arasında dengeli davranmak önemlidir. Çocuklar, sevildiği ve değer verildiği ile ilgili mesajlara ihtiyaç duyabilir.
  • Başkalarının varlığında kardeş kıskançlığını dile getirmemeniz gerekir. Herhangi bir ortamda çocuğun kardeşini kıskanması ebeveyn tarafından sohbet konusu olduğunda, çocuk bununla ilgi çektiğini düşünerek kıskançlık davranışlarını pekiştirebilir.
  • Çocukların yanlış davranışlarını diğer kardeş ile kıyaslayarak eleştirmek, doğru bir yol değildir. Bu durum, kardeşler arasında olumsuz düşünceler geliştirilmesine neden olabilir.
  • Çocukların aralarında yaşanan sorunları, yine kendi aralarında uzlaşarak çözebilmelerinin desteklenmesi önemlidir. Aralarındaki sorunları kendilerinin çözmesi, ileride karşılaşacakları sorunlarla baş etme yöntemleri için de yol gösterici olacaktır.

Eğer yapılanlar durumu değiştirmiyor ve kıskançlık, hayat kalitesini bozabilecek bir durumda ise bir uzmana danışılmalıdır.

Kaynak:
Canel, A. N. (2012). Aile yaşam becerileri, İstanbul: Nakış Ofset.
Şipal, R.F., Yeğengil, C. ve Toka, N. (2012). Okul öncesi dönemde aralarında yaş farkı olan ve ikiz kardeşler arasındaki kıskançlığın karşılaştırmalı olarak incelenmesi. Eğitim ve İnsani Bilimler Dergisi: Teori ve Uygulama, 3(5), 55-68.
Yiğen, E. (2005). Zonguldak il merkezinde yuvaya giden 3-6 yaş grubu çocuklarda kardeş kıskançlığının değerlendirilmesi. (Yüksek lisans tezi). Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı, Zonguldak.

Önceki Yazı
Çocuklar için Yaratıcı Drama
Sonraki Yazı
Çocuklarda Motor Gelişimi Desteklemek